Hepimiz zaman zaman başkalarından yardım almak durumunda kalabiliriz. İş birliğinin yalnızca iş ortamında değil hayatımızın her alanında kendini gösterdiği bir gerçektir. Gerek özel gerek profesyonel yaşantımızda başkalarının deneyimlerinden yararlanmamız ve farklı insanlar ile iş birliği yapmamız gerekebilir. Kültürümüzde de imece usülü olarak yerini almış olan iş birliği, yaşantımızda her zaman var olmuş bir konudur. Hayatımızda iş birliğini teşvik eden birçok farklı ortam vardır. Bu ortamlardan biri olan paylaşımlı ofisler, ekip içinde ve ekipler arasında iş birlikçi çalışmayı artıran unsurlardan bir tanesidir. Bugünkü yazımızda da paylaşımlı ofislerdeki iş birlikçi çalışma kültürünün gücünden, öneminden ve getirilerinden bahsedeceğiz.

Odaklı ve verimli çalışmanın bizim için daha kolay hale gelebilmesini sağlamak amacıyla birçok farklı yöntem deneyebiliriz. Bu yöntemlerden en etkili olanlarından biri, doğru çalışma alanları seçmektir. Kendi çalışma stilimize ve üzerinde çalıştığımız işe uygun bir alan, bize verimli çalışmanın kapılarını aralayacak önemli unsurlardan bir tanesidir.  Bu yazımızda da sizlere doğru çalışma alanı seçmenin öneminden bahsedeceğiz. 

Uzaktan çalışma modeli, 2020 yılında pandeminin etkisiyle beraber oldukça yaygınlaşan bir çalışma şeklidir. Daha önce de bu çalışma modelini benimseyen iş yerleri olsa da 2020 yılı bir dönüm noktası olmuştur. İş yerleri ve çalışanlar, yaptıkları işi online ortamlarda da halledebileceklerini, fiziksel olarak bulundukları mekanın bu durumu çok etkilemediğini fark etmişlerdir. Pandeminin kendisi sona ermiş olsa da etkilerini hayatımızın birçok noktasında fark edebiliriz ve bu noktalardan biri de iş yerlerinin uzaktan çalışma modelini hala benimsiyor oluşudur. Uzaktan çalışma modeli ya da hibrit çalışma modelini benimseyen iş yerlerinde çalışan insanlar, bu düzene ayak uydurma konusunda düşünmeleri gereken birçok şey olduğunu fark edebilir. Gelin bu yeni çalışma düzenine ayak uydurmak için neler yapabiliriz, bir göz atalım. 

İş ve yaşam arasındaki dengenin kurulabilmesi gün geçtikçe daha da önemli bir hal almakta. Hafta içinin uzun bir kısmını geçirdiğimiz ofislerimiz ile günlük yaşantımız arasında bir denge tutturmamız oldukça önemli. Kuracağımız denge sayesinde daha verimli bir çalışma hayatına sahip olup özel hayatımıza da yeterli vakti ayırma imkanımız olur. Kimi zaman bu dengeyi tutturmak pek kolay olmayabilir, bu yüzden bazı avantajlı seçeneklere yönelmek dengeyi kurabilmemizi ve bu dengeyi yönetebilmemizi kolaylaştırabilir. Bu avantajlı seçeneklerden bazılarına gelin şöyle bir göz atalım. 

İş dünyasındaki her insan için, kendisine uygun, ihtiyaçlarını karşılayan ve konforlu bir çalışma ortamına sahip olmak büyük önem taşır. Çalışma ortamının uygun koşulları sağlaması da çalışanları ve haliyle işletmeleri büyük oranda etkiler. Bu tür çalışma alanları arayan küçük işletmeler için paylaşımlı ofisleri seçmenin birçok avantajı vardır. Bu yazımızda da küçük işletmeler özelinde paylaşımlı ofislerin bazı avantajlarından bahsedeceğiz. 

Hepimiz iş hayatımızda yaptığımız işi daha verimli yapmanın ve alanımızda daha başarılı olmanın yollarını ararız. Bu arayış içinde kendimize has yeni çalışma şekilleri geliştirebilir ya da yeni çalışma mekanları bulmaya çalışabiliriz. Çalıştığımız her ortamda verimliliği artırmanın farklı yolları olabileceği gibi, ortak paylaşımlı alanlarda da verimliliği artırmanın ve daha başarılı olmanın çeşitli yolları vardır. Ortak paylaşımlı alanlarda hem kendimizin hem de iş arkadaşlarımızın verimliliğini artırabilmek için uygulayabileceğimiz birçok yöntemden beş tanesini bu yazımızda sizlerle paylaşacağız. 

İş dünyasında aktif olmanın; farklı sektörlerden insanlarla etkileşime geçmek, profesyonel anlamda gelişmek ve yaratıcılığımızı artırmak gibi çeşitli avantajları vardır. Bu avantajları göz ardı etmeyip aksine geliştirmeye çalışmak her zaman yararımıza olacaktır. Ortak paylaşımlı alanlarımızda yaratıcılığımızı geliştirmenin de birçok farklı yolu vardır. Hem farklı sektörlerden edindiğimiz iş arkadaşlarımızla daha uyumlu bir denge kuracak, hem de yaratıcılığımızı besleyerek fikir dünyamızı zenginleştirecek birkaç önemli ipucunu bu rehberde beraber inceleyeceğiz. 

Yeni bir girişimde bulunmak her zaman heyecan vericidir. Yeni fikirlerin ortaya atılması, bu fikirlerin tartışılması ve yeni insanlarla iş birliği yapmak heyecan verici olmasının yanı sıra  birçok yeni gereksinimi de beraberinde getirir. Bu gereksinimlerden bir tanesi çalışanların ortak paylaşımlı alanlarda beraber çalışabilecekleri bir ortamın yaratılmasıdır. Paylaşımlı ofislere sahip olmak startuplar için sayısız kolaylık sağlar ve büyük önem arz eder. İşte bu yazımızda da bu önemden ve paylaşımlı ofislerin startuplara sağladığı 7 kritik avantajdan bahsedeceğiz. 

Coworking alanları, kurum kültürü üzerinde derin etkiler yaratan yapılar olarak öne çıkar. Bu alanlar, yalnızca bir çalışma mekanı değil, aynı zamanda kurumsal dinamiklerin ayrılmaz bir parçasıdır. İş ve çalışan deneyimini dönüştürerek iş birliği, yaratıcılık ve esneklik gibi kavramları teşvik ederler. Coworking alanlarında, farklı geçmişlerden gelen profesyonellerin bir araya gelmesiyle güçlü bir topluluk oluşur. Böyle bir ortam, çalışanların izolasyonunu azaltmanın yanı sıra bilgi paylaşımını artırır ve ekip çalışmasını geliştirir. Ortak hedefler etrafında şekillenen iş birliği kültürü, kurumların daha uyumlu ve verimli çalışmasına olanak tanır. Bu çalışma alanları, iş birliğine dayalı öğrenme süreçlerini destekler ve bu unsurları kurum kültürüne entegre eder. Böylece, çalışanlar arasında daha fazla etkileşim ve sinerji oluşur. Coworking ortamlarının en büyük avantajı, profesyonellerin bilgi ve deneyimlerini paylaşarak hem bireysel hem de kurumsal gelişime katkı sağlamasıdır.

Hepimiz, yeni bir işe başlarken ister istemez bazı korkular edinebiliriz. Kafamızda; ofis ortamımız, ofiste beraber çalışacağımız insanlar, bu insanlarla yakalayacağımız sinerji ve bu insanların öz geçmişleri gibi konular hakkında bazı sorular veya endişeler belirebilir. Bu ve bunun gibi soru veya endişelerin doğması çok doğal bir durum olmakla beraber, dünyanın sonu da değildir. Gözünüzün korkmasına hiç gerek yok. Neden mi? Çünkü aklımızın bizi sürekli endişeye sürüklediği bu tür konulara baktığımızda, endişenin ortadan kalkmasıyla görebildiğimiz birçok avantajın varlığını da fark ediyoruz. Bu avantajlardan biri paylaşımlı alanlarımızda bizden çok daha farklı bir öz geçmişe sahip ve farklı sektörlerden olan insanlarla çalışma avantajıdır. Bu yazımızda da bu avantajların neler olduğundan bahsedeceğiz.