Kültür , Sanat ve İş Dünyası: Paylaşımlı Ofislerde Yaratıcılığı Besleyin
İş dünyasında aktif olmanın; farklı sektörlerden insanlarla etkileşime geçmek, profesyonel anlamda gelişmek ve yaratıcılığımızı artırmak gibi çeşitli avantajları vardır. Bu avantajları göz ardı etmeyip aksine geliştirmeye çalışmak her zaman yararımıza olacaktır. Ortak paylaşımlı alanlarımızda yaratıcılığımızı geliştirmenin de birçok farklı yolu vardır. Hem farklı sektörlerden edindiğimiz iş arkadaşlarımızla daha uyumlu bir denge kuracak, hem de yaratıcılığımızı besleyerek fikir dünyamızı zenginleştirecek birkaç önemli ipucunu bu rehberde beraber inceleyeceğiz.Kültür Sanat Etkinlikleri ile Bir Taşla İki Kuş!
Koşturmacalı hayatımızın içinde bize nefes aldıracak birçok yer ve etkinlik bulabiliriz. CoBAC ve ferah çalışma alanları dışında bu yerler; bazen bir tiyatro salonu, bazen bir konser, bazen bir sergi ya da belki de kitap okuduğumuz odamızın baş köşesi olabilir. Bahsi geçen etkinlik ne olursa olsun, özenle hazırlanmış bir gösteriyi seyretmek bizde farklı hisler uyandıracak ve biz farkına bile varmadan aklımızın bir köşesinde yer edecektir. Büyük bir tiyatro salonundan çıktığımızı düşünelim. İzlediğimiz oyunun etkisinden tam çıkamamış bir halde, dışarıya attığımız ilk adımdan itibaren uzun bir süre aklımız oyunu ve olaylarını düşünmeye devam eder. Oyun üzerine düşündükçe bir fikir başka bir fikir kapısını aralar ve bu da yaratıcılığımızın zenginleşmesi olarak bize geri döner. Peki böyle bir deneyimi tek başımıza yaşamak yerine neden paylaşımlı ortak alanlarımızdan insanlarla yaşamayalım? Ortak ofislerimizde birlikte üzerine çalıştığımız projelerde her çalışanın ayrı ayrı yaratıcı fikirlerini ortaya koyması ve sonucunda bir sentez oluşturulması gerekir. Biz de deneyimimizi, zaten yaratıcı fikirlerine ihtiyaç duyduğumuz iş arkadaşlarımız ile yaşadığımız takdirde bu herkesin yararına olacaktır.Bu sefer aynı tiyatro salonundan, aynı oyunu izlemiş fakat ortak paylaşımlı alanlarımızda beraber çalıştığımız insanlarla beraber dışarı adım attığımızı düşünelim. Oyundan sonraki düşünme süreçlerimizi aktif olarak birbirimizle paylaşacak ve aynı konu üzerine çok daha farklı bakış açıları edinebileceğiz. Böylece yaratıcılığı gelişen sadece biz olmayacak, aynı zamanda iş arkadaşımızın yaratıcılığının da gelişmesine olanak sağlayacak ve birbirimizin yaratıcılığını aktif bir şekilde zenginleştirmiş de olacağız. Bu da tabii ki ortak paylaşımlı alanlarımızda yaratıcılığı yüksek, yenilikçi fikirleri olan ve daha dinamik bir ofis ortamı sağlayacaktır.
Benzer etkinlikleri kendi ofis alanlarımıza taşımak da mümkün. Her hafta bir gün seçip en azından bir saat için bile olsa herkesin ortaklaştığı bir etkinlik seçmek, ekip içi sinerjinizi artırırken çalışma alanınızda sizi dinlendirecek bir fırsat olabilir. Bu etkinliğin ne olacağına karar verme süreci bile yaratıcılığınızı geliştirecek bir deneyim olacaktır. Hep beraber hafta sonu izlediğiniz filmlerden ve sizi etkileyen yönlerinden bahsedin. Okuduğunuz bir kitap üzerine tartışıp kendi ufak çaplı kitap kulübünüzü oluşturun. Beraber çalışmaya kısa bir ara verip bir kısa film izleyin ve bunun üzerine konuşun. Bu ve daha birçok farklı kültür sanat etkinliğinin kısa sürede hem sizin hem de iş arkadaşlarınızın yaratıcılığını nasıl harekete geçirip ufkunuzun daha da genişlemesini sağladığını kendi gözlerinize göreceksiniz. İşte bu gelişme de işinize yansıyacak ve size birden fazla avantaj olarak geri dönmüş olacaktır.
Alternatiflerle Yaratıcılığı Geliştirmek Mümkün!
Ortak paylaşımlı alanlarda yaratıcılığımızı nasıl geliştirebileceğimizden ve bu konuda iş arkadaşlarımızdan da nasıl destek alabileceğimizden biraz bahsettik. Yaratıcılığımızı geliştirmek için daha birçok farklı yöntem mevcut.Bunlardan biri beyin fırtınası yapmaktır. Beyin fırtınası yapmak, ortak paylaşımlı alanlarımızdaki insanların fikirlerini duyup bu fikirleri beyin süzgecimizden geçirmemize ve kendi fikirlerimizi zenginleştirecek bakış açılarına sahip olmamıza olanak sağlar. Bu noktada kendi fikirlerimizi paylaştıktan sonra gelecek olumlu veya olumsuz herhangi bir yorumu da objektif bir şekilde değerlendirmek ve aynı şekilde diğer iş arkadaşlarımıza objektif yorumlar yaparak sağlıklı bir ortak çalışma alanı oluşturmak da yaratıcılığın yeşermesi için gerekli ortamı sağlayacaktır. Aynı zamanda bu ortamlardaki farklı arka planlara ve becerilere sahip insanlar da kendi uzmanlaştıkları alanlarda daha yetkin fikirlerini sunarak yaratıcılığın gelişmesine katkı sağlayacaklardır. Bu şekilde oluşturulan paylaşımlı ortak alanlarda çalışmış insanlardan da iyi liderler çıkmasını bekleyebiliriz. Objektif, iletişim becerileri yüksek ve bu özellikleri çalıştığı ekibe de yansıtabilecek liderlerin; yaratıcılığın serbestçe dolaştığı konforlu ortak ofislerden çıkması büyük bir sürpriz olmaz.
Yaratıcılığı geliştirmek için insanların etkisi olduğu kadar bu insanların içinde birlikte çalıştığı çalışma alanlarının da payı oldukça büyüktür. Ortak çalışma alanlarımızın ergonomik ihtiyaçlarımıza uygun tasarlanmış olması, göz yormayan renklerle ve insanı boğmayan eşyalarla donatılmış olması gibi etmenler; çalışanların kendilerini rahat hissetmeleri ve yaptıkları işte daha verimli olmalarını sağlayacak unsurlardan birkaçıdır. Konforlu ve ferah bir ortak paylaşımlı alan, çalışanların hem bireysel yaratıcılığını besleyecek, hem de ekip içi sinerjiyi destekleyerek yaratıcı düşüncenin yayılmasını sağlayacaktır. Açık iletişim alanı oluşturduğumuz ortak paylaşımlı alanlarda böylece insanların sürekli öğrenmeye açık olmasını teşvik etmiş oluruz. Sürekli öğrenmeye açık olmak da kişileri sürekli geliştireceği için bu durum, yaratıcılık serüvenlerine de yansıyacak ve yaratıcılığın gelişmesinde büyük rol oynayacaktır.
Sanat ve İş Dünyası İç İçe
Sanat ve iş dünyası dediğimizde aklımıza ilk olarak birbirleriyle bağlantılı oldukları gelmeyebilir. Fakat bu iki evrenin daha derinine indiğimizde görebiliriz ki sanat, iş dünyasını besleyen oldukça önemli bir unsurdur.
Daha önce de yaratıcılığın gelişmesi konusunda sanatın ne denli önemli olduğundan ve nasıl katkı sağlayabileceğinden bahsettik. Sanat, yaratıcılığın gelişmesindeki rolü yanı sıra, daha birçok noktada iş dünyamız ile etkileşim halindedir. İş dünyasındaki yenilikçi fikirlerimizin kaynağı, sanatın beslediği yaratıcılığımızın ürünü olabilir.
İş dünyasında markaları temsil eden logolar, sanatla iç içe olduğumuz bir diğer unsurdur. Marka adı geçtiğinde akla hızlıca gelecek, göze hitap eden ve marka ile bağdaştırabildiğimiz iyi tasarlanmış bir logo; marka adının daha bilinir olmasında da etkin olacaktır. Bu şekilde iyi bir marka kimliği oluşturabilir ve imajımızı buna göre şekillendirebiliriz.
İmajımıza göre tasarladığımız görseller ve sosyal medyada paylaşacağımız gönderiler de yine sanatın iş dünyasıyla buluştuğu noktalardan biridir. Markaların kullandığı özenle hazırlanmış görsellere tek bakışla, görselin hangi markaya ait olduğu ve mesajının ne olduğu açık bir şekilde anlaşılır. Bu netlik sayesinde de vermek istediğimiz mesaj daha kalıcı olurken görsel olarak göze hitap eden ve daha ilgi çekici bir imaj oluşturabiliriz.
Yaratıcılığın Gelişmesinde Büyük Rol Oynayan CoBAC!
Sanat ve kültürden beslenen yaratıcılığımızın daha da gelişebilmesi için CoBAC, sunduğu ortak ofis ortamlarıyla iş hayatınızın aktif bir parçası haline geliyor. Konforlu, ergonomik ve ferah çalışma alanları ile CoBAC Workspace; yaratıcılığın serbestçe dolaşabildiği bir ofis ortamı kurmak için ideal. Siz de yaratıcılığınızın gelişmesi için konforlu bir workspace arıyorsanız CoBAC Workspace’i ziyaret etmekten çekinmeyin. Yaratıcılığınızı yeşertecek çalışma alanlarımızda bize katılın!